Gerçek veya tüzel kişilerin ticari faaliyetleri sonrası devletle gerçek-tüzel kişi arasında vergi yükümlülüğü bağı oluşur. Anayasanın 73. Maddesi, “Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür” şeklinde bu bağı özetlemektedir. Vergi Hukuku da devlet ile gerçek-tüzel kişiler arasındaki vergi ilişkisinden kaynaklanan karşılıklı hak ve ödevleri yasal sınırlar çerçevesinde düzenler.
– Gelir vergisi, katma değer vergisi, kurumlar vergisi, motorlu taşıtlar vergisi emlak vergisi ve diğer tüm vergi türlerine ilişkin ihtilaflar
– Vergi cezalarına ilişkin uzlaşma vaki olmadığı takdirde yetkili Vergi Mahkemesi‘nde dava açılması
– Beyana dayanan tarh, re’sen, ikmalen veya idare tarafından yapılan tarh işlemleri
– Yanlış veya eksik gelir beyanı, hatalı indirimler
– Asgari geçim indirimi, engellilik indirimi ve şahıs sigorta primlerinin vergi matrahından indirimi işlemlerinin yapılması
– Kurumlar vergisi (Ar-Ge) indirimi işlemlerinin yapılması, devlet teşvik şartlarının ihlal edilmesi, Ar-ge projesinin tamamlanamaması veya başarısızlıkla sonuçlanması
– Veraset ve intikal vergisi beyannamesi hazırlanması ve veraset ve intikal vergisinden borç ve masrafların düşülmesi
– Mükelleflerin vergi amortisman indirimlerinin sağlanması
– Kurumlar ve çalışanların vergi kesintileri
– Yabancılara vergi kimlik numarası çıkarılması
– Kurumlar vergisi muafiyeti ve istisnaları
– Kurumlar vergisinden gider indirimi ve zarar mahsubu yapılması işlemleri
– Örtülü sermaye, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımına ilişkin ihtilaflar
– Tarhiyat öncesi ve sonrası uzlaşma işlemlerinin yapılması
– Hesap hataları ve vergilendirme hatalarının düzeltilmesi
– Vergi zıyaı suçu, usulsüzlük cezaları ve kaçakçılık suçları