Taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebilir. Bu hak, ilk önce kendisinden bu geçidin istenmesi önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun düşen komşuya karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana karşı kullanılır. Zorunlu geçit iki tarafın menfaati gözetilerek belirlenir.
Geçit hakkı sınırlı ayni haklardandır. Mülkiyetin tüm yetkilerini vermez; herkese karşı ileri sürülebilir. Geçit hakkının kurulması ortaya eşyaya bağlı bir yasal borç ilişkisini çıkarır.
Geçit hakkının kurulmasıyla hak sahibi taşınmaz ve yükümlü taşınmaz olmak üzere iki yan meydana gelir. Artık her iki malikin de birbirlerine karşı komşu hakkının ötesinde yükümlülükleri vardır.
Geçit hakkı Türk Medeni Kanunu düzenlemesi uyarınca taşınmaz mülkiyetinin kısıtlamalarındandır. Geçit hakkının kullanılmasına katlanmak komşuluk hukukundan kaynaklanır. Fakat bu hak sınırsız değildir. Herkes, taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkileri kullanırken komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlüdür.
Hazine arazisinden geçit hakkı için dava açılmasına gerek yoktur. Bu durumda geçit hakkı talebinde bulunanla idare arasında 01.02.2012 tarihli Milli Emlak Genel Tebliği uyarınca geçit hakkı sözleşmesi imzalanır. Bu sözleşmede hakkın süresi, geçit hakkının amacı, geçit hakkı bedeli gibi hususlar belirlenir.
Taşınmazı geçit hakkı ile sınırlanacak malik ile hak lehtarı arasında bir uyuşmazlık yoksa, yapılacak irtifak sözleşmesi ile hakkın kapsamının belirlenmesi de mümkündür. Bu durumda dava açılmasına gerek kalmadan geçit hakkı kurulmuş olur. Ama bu ihtimalde de hakkın tapuya tescili ihmal edilmemelidir. Çünkü bu hak kişilere değil eşyaya bağlı bir haktır. Taşınmazların devrinin her zaman mümkün olduğu unutulmamalıdır.
YORUM YAP